Yaz ayları, tüm dünyada pek çok etkinliğin yapıldığı bir dönemdir ve bu yıl özellikle ABD ve Çin'in askeri geçit törenleriyle ilgili yapılan paylaşımlar, global ölçekte büyük dikkat çekti. Her iki ülke de askeri güçlerini sergilerken, bu gösterilerin ardındaki amaçlar ve stratejiler, iki ülkenin de uluslararası arenada nasıl bir pozisyon aldıklarını gözler önüne serdi. ABD'nin filolarıyla donatılmış geçit törenleri, güçlü bir askeri varlığın altını çizerken, Çin'in kapsamlı ve gösterişli gösterileri, Asya-Pasifik bölgesindeki etkisini pekiştirdi. Bu iki dev askeri gücün yıllık olarak gerçekleştirdiği geçit törenleri, sadece asker sayıları ve donanımlarını değil, aynı zamanda siyasi ve ideolojik tercihlerini de açıkladı.
ABD'nin askeri geçit törenleri, tarihsel olarak büyük bir gelenek ve onur kaynağı olmuştur. Her yıl 4 Temmuz'da gerçekleştirilen Bağımsızlık Günü geçit töreni, ülkenin askeri gücünü ve bağımsızlık ruhunu kutlamak amacıyla düzenlenir. Son geçit töreninde, havadan ve karadan gerçekleştirilen tüm gösterilerle birlikte, askeri araçların, ekipmanların ve personelin sergilenmesi, izleyicilere güçlü bir görsel şov sunmuştur. Bu yıl, özelikle teknoloji ve siber savaş alanındaki yenilikler öne çıktığı için, insansız hava araçları (İHA'lar) ve bilgi teknolojileri ön plana çıkarıldı.
Geçit törenleri, sadece askeri donanımın gösterilmesi odaklı değil, aynı zamanda Amerikan toplumunun ve ulusal kimliğinin bir ifadesi olarak da değerlendirilmektedir. Askerlerin yürüyüşü, aşırı disiplin ve birlikteliği simgelerken, izleyiciler arasında ulusal gurur yaratmaktadır. ABD, bu geçit törenleri ile yalnızca askerî gücünü değil, aynı zamanda toplumda birlik ve beraberlik vurgusunu da güçlendirmeyi hedeflemektedir.
Öte yandan, Çin’in askeri geçit törenleri de deyim yerindeyse her yıl bir şölene dönüşmektedir. 1 Ekim'de, Cumhuriyet Bayramı'nın kutlamaları çerçevesinde düzenlenen geçit törenleri, dünya genelinde dikkatleri üzerine çekmektedir. Son geçit töreninde, Çin'in yerli üretim askeri araçları ve ekipmanları, izleyicilere tanıtıldı. Farklı askeri birliklerin sergilediği disiplin ve birlik, özellikle Batılı ülkeler için bir mesaj niteliği taşıyacak şekilde düzenlenmiştir.
Çin, bu tür gösterileriyle sadece askeri gücünü değil, aynı zamanda Asya-Pasifik bölgelerindeki etkisini ve uluslararası politikadaki iddiasını da anlatma fırsatı bulmaktadır. Geçit törenlerinde görülen gelişmiş balistik füzeler ve deniz-altı kapasiteleri ise, ABD gibi rakip ülkelere bir tür uyarı niteliği taşımaktadır. Pekin yönetimi, askeri mücadelesinin yanı sıra, teknolojik ve ekonomik gücünü de sergileyerek küresel arenada kendisine daha fazla yer edinmeyi amaçlamaktadır.
Böylelikle, her iki ülkenin askeri geçit törenleri yalnızca birer askeri sergi olmanın ötesine geçerek, stratejik birer iletişim aracı haline gelmiş durumdadır. Sadece güç gösterisinde bulunmakla kalmayıp, aynı zamanda küresel güç dengesindeki rollerini de açık bir şekilde gözler önüne sermektedirler. Bu durum, ülkeler arasındaki ilişkilerin nasıl şekillendiğini ve gelecekteki muhtemel etkileşimlerin nelere yol açabileceğini anlamak açısından da büyük bir öneme sahiptir.
Sonuç olarak, ABD ve Çin'in askeri geçit törenleri, her iki ülkenin ulusal kimlikleri, askeri stratejileri ve uluslararası politikaları açısından büyük örnekler sunmaktadır. Hem Amerikan hem de Çin geleneği; desteklenme, gelişme ve gücünü artırma çabası içerisinde olan birer güç unsuru olarak, dünyaya mesaj vermekte. Her iki güç içerisinde bulunduğumuz bu dönem içerisinde, askeri geçit törenleri uluslararası gündemde daha fazla yer alarak, askeriyenin sadece bir güç değil, aynı zamanda bir ideoloji ve yaşam biçimi olduğunu hatırlatmaktadır.