Bugün Türkiye’nin mimarlık camiasında derin bir üzüntü ve şok yaratan bir olay yaşandı. Belgrad Ormanı'nda 4 gün süren kaybolma olayının ardından, mimar Ece Gürel’in acı haberi geldi. Ece Gürel, çevresindekiler tarafından İstanbul’un gözde yollarında kaybolduğunda, arama kurtarma ekipleri devreye girmiş ve geniş kapsamlı bir araştırma başlatmıştı. Maalesef, beklenen müjdeli haber yerine, genç mimarın hastanede vefat ettiği bilgisi geldi. Bu olay, sadece ailesi ve dostları için değil, mimarlık camiası için de büyük bir kayıp oldu.
1985 yılında İstanbul’da doğan Ece Gürel, eğitim hayatına İstanbul Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi'nde başladı ve ardından yurt dışında çeşitli projelerde yer aldı. Genç yaşına rağmen, modern mimarlık anlayışını harmanlayan özgün projeleriyle tanınmaya başlamıştı. Hem estetik hem de işlevselliği ön planda tutan yaklaşımlarıyla sektöründe kısa sürede takdir edilmiştir. Ece'nin en büyük hayali, sürdürülebilir mimarlık projeleri üzerine çalışarak çevre dostu yapılar tasarlamaktı.
Ece Gürel’in kaybolduğu gün, arkadaşları ve ailesi durumu fark ettiklerinde hemen yetkililere haber verdi. Hızla harekete geçen İstanbul İl Jandarma Komutanlığı ekipleri, Belgrad Ormanı’nda geniş çaplı bir arama çalışması başlattı. Arama kurtarma köpekleri ve drone’lar kullanarak, kaybolan mimarın izini sürmeye çalışan ekipler, ormanın çeşitli noktalarında çalışmalarını sürdürdü. Ancak dört gün boyunca gürelin izine rastlanamaması, tüm Türkiye'de büyük bir üzüntüye neden oldu. Sonunda, Ece Gürel’in cansız bedeni bir grup yürüyüşçü tarafından bulundu ve hemen hastaneye kaldırıldı.
Ece Gürel’in yaşamını yitirmesi, sadece ailesinin değil, birçok kişinin hayatını etkiledi. Sosyal medyada, Ece için başsağlığı mesajları yağdı ve onun hayallerinin gerçekleştirilmesi adına verilen desteklerden bahsedildi. Kayıp olduğu süre boyunca gösterilen dayanışma, Türk toplumunun birlikteliğini bir kez daha ortaya koydu. Ece'ın hayallerinin, projelerinin ve tasarımlarının asla unutulmayacağına dair birçok mesaj paylaşıldı.
Ayrıca, Ece Gürel’in kaybıyla birlikte, ormanlık alanlarda ve doğal yaşam alanlarında güvenliğin artırılması gerektiği konusunda bir tartışma başladı. Doğa yürüyüşleri ve açık hava etkinlikleri her geçen gün artarken, bu tür kayıpların önlenmesi adına nasıl adımlar atılabileceği üzerine bir düşünce zeminine ihtiyaç duyuluyor. Yetkililerin, bu tür sorunlarla ilgili daha etkin önlemler alması gerektiği vurgulanıyor.
Ece'nin mimarlık dünyasında bıraktığı boşluğun doldurulması elbette kolay olmayacak, ancak onun inovatif yaklaşımının ve çevre dostu projelerinin hatırlanması için çaba gösterilecektir. Bu üzücü olay, genç mimarların ve sanatçıların hayatlarıyla ilgili kamuoyunda farkındalık oluşturma adına da önemli bir adım teşkil etmiştir. Ece Gürel, hayatına ve kariyerine çok genç yaşta veda etmiş olsa da, onun anısı, gelecekte yapılacak projelerde ve sürdürülebilir mimarlık anlayışında yaşamaya devam edecektir.
Sevgi dolu bir kalp, genç bir zihin ve tutkulu bir yaratıcılıkla dolu olan Ece Gürel, belleklerimizde her zaman özel bir yere sahip olacak. Yaşadığı süre boyunca ortaya koyduğu eserler, nesiller boyu mimarlıktan ilham alacaklar. Ona olan sevgimizi ve saygımızı göstermek, onun idealist ve tutkulu yaşamına bir vefa borcu olarak karşımıza çıkmaktadır.