Birleşmiş Milletler, 2023 yılındaki raporunda dünya genelinde çocuk sahibi olmanın önünde bulunan engelleri ele aldı. Ebeveynlik, birçok insan için hayatta ulaşılan en kıymetli hedeflerden biri. Ancak, sosyal, ekonomik ve kültürel birçok faktör bu hedefin gerçekleştirilebilmesini zorlaştırıyor. Bu rapor, hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerde ebeveyn olma sürecine dair karşılaşılan devasa engelleri gözler önüne seriyor.
Birleşmiş Milletler'in raporuna göre, ekonomik zorluklar ebeveynlik kararlarını büyük ölçüde etkileyen başlıca unsurlar arasında yer alıyor. Özellikle düşük gelirli ve orta sınıf aileler, çocuk sahibi olmanın getireceği mali yükümlülükleri düşünüp bu kararı alırken tereddüt edebiliyor. Eğitim masrafları, sağlık hizmetleri ve günlük yaşam giderleri, birçok bireyin çocuk sahibi olma isteğini ertelemesine veya bu hayali tamamen rafa kaldırmasına neden olabiliyor. Rapor, çocukların yetiştirilmesi ve geleceği için gereken yatırımların oldukça yüksek olduğunu vurguluyor. Bu durum, özellikle kadınların iş gücüne katılımlarını da etkileyerek cinsiyet eşitliği konusundaki ilerlemeyi de negatif yönde etkiliyor.
Ekonomik engellerin yanı sıra, sosyal ve kültürel faktörler de çocuk sahibi olma kararını büyük ölçüde etkiliyor. Birçok toplumda ebeveynlik ile ilgili gelenekler, toplumsal baskılar ve aile törenleri, bireylerin bu kararı almalarını zorlaştırıyor. Örneğin, bazı kültürlerde, genç yaşta çocuk sahibi olma baskısı yoğunken, diğerlerinde bu durum daha sonraki yaşlara ertelenebiliyor. Rapor, bireylerin bu sosyal normlar nedeniyle kendilerini nasıl bir döngü içerisinde bulduklarını ayrıntılı bir şekilde inceliyor. Ebeveyn olma isteği bazen, toplumsal gelir eşitsizlikleri ve kadınların toplumdaki yerleriyle de derin bir ilişkiye sahip. Bu durum, aile içindeki rollerin nasıl dağıtıldığına bağlı olarak değişiyor ve özellikle kadınların bireysel hayalleri ile toplumsal beklentiler arasında bir çatışma yaratıyor.
Birleşmiş Milletler'in araştırması, çocuk sahibi olmanın önündeki en büyük engelleri çarpıcı bir şekilde gözler önüne sererken, hükümetlere ve toplumlara bu zorlukları aşmak için somut adımlar atma çağrısında bulunuyor. Daha fazla kadın odaklı politikaların geliştirilmesi, ekonomik desteklerin sağlanması ve sosyal normların revize edilmesi gerektiği vurgulanıyor. Çocuk sahibi olmanın hayalini gerçekleştirmek isteyen ailelerin karşılaştığı engellerin ortadan kaldırılması, yalnızca bireylerin ve ailelerin hayatını değil, aynı zamanda toplumsal yapıyı da olumlu yönde etkileyecek. Ebeveynlik, tüm toplumlar için kritik bir mesele haline gelirken, bu konuya duyarlılığın artması ve pozitif çözümler geliştirilmesi gerektiği ortada.
Sonuç olarak, Birleşmiş Milletler’in bu raporu, sadece mevcut durumu gözler önüne sermekle kalmıyor; aynı zamanda dünya genelinde ebeveynlik konusundaki çeşitli engelleri aşabilmek için atılacak adımlara dair bir yol haritası sunuyor. Ebeveyn olma kararı, her bireyin hayatta verebileceği en önemli kararlardan biri ve bu kararın önündeki engelleri kaldırmak, daha sağlıklı ve mutlu bir neslin yetişmesine katkıda bulunacaktır. Bu nedenle, hükümetlerin, STK'ların ve toplumun tüm kesimlerinin bu konuda daha duyarlı ve aktif bir tutum benimsemesi büyük önem taşıyor.