İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, geçtiğimiz günlerde Gazze Şeridi’ndeki insani duruma dair yaptığı açıklamada, “Gazze’de kimse açlıktan ölmüyor” ifadelerini kullandı. Bu sözler, uluslararası kamuoyunun ve insan hakları savunucularının büyük tepkisini çekti. Gazze'deki durum, yıllardır süren çatışmalar ve abluka nedeniyle kritik bir noktaya gelmişken, bu açıklamaların ne denli yanıltıcı olduğu tartışma konusu oldu.
Birleşmiş Milletler'e (BM) göre, Gazze’de son yıllarda insani kriz giderek derinleşiyor. 2023 yılı itibarıyla, bölgedeki 2,3 milyon insanın yaklaşık %80’i, insani yardım almaya ihtiyaç duyuyor. Özellikle çocuklar ve yaşlılar en fazla etkilenen gruplar arasında. BM verilerine göre, gıda güvensizliği oranı %60’ın üzerine çıkmış durumda. Bu da şu anlama geliyor; her 10 kişiden 6’sı yeterli ve besleyici gıdaya ulaşamıyor.
Hastaneler ve sağlık hizmetleri de derin bir kriz içerisinde. Gazze'deki sağlık hizmetleri, gerek kısıtlı kaynaklar gerekse artan sivil nüfus nedeniyle büyük bir baskı altındadır. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), bölgede yaşanan çözülmez sağlık sorunlarının, yetersiz beslenme ve bulaşıcı hastalıkların yayılmasına sebep olduğunu belirtmiştir. Bu durumda, Netanyahu’nun söylediği gibi "açlıktan kimse ölmüyor" sözü, konunun sadece bir boyutunu ele almakta, yaşam mücadelesi veren milyonların sorunlarını göz ardı etmektedir.
Gazze'deki yaşam koşullarını en iyi yansıtan unsurlardan biri, bölgedeki halkın tanıklıklarıdır. Birçok Gazze sakini, yaşadıkları korkunç durumu ve günlük hayatta karşılaştıkları zorlukları gözler önüne seriyor. Fatma (28), üç çocuğuyla birlikte yaşadığı zorlu yaşam koşullarını anlatırken, “Her gün yemek bulmak için savaşıyoruz. Çocuklarım aç, sobaya atacak tahta parçası bulmakta bile zorlanıyoruz.” diyerek yaşadığı çaresizliği ifade ediyor.
Diğer bir tanık, Ali (45), “Marketlere gittiğimde fiyatlar o kadar yükseldi ki, bazen sadece ekmek alabiliyorum. Sebze ve meyve almak lüks artık. Birçok aile gibi bizim de temel ihtiyaçlarımızı karşılamakta zorlanıyoruz,” diyor. Bu tanıklıklar, bölgedeki gerçek durumu daha iyi anlamamıza yardımcı oluyor.
Netanyahu’nun savunduğu, "durum kötü değil" söyleminin ardında yatan, Gazze'deki insanları insan olarak tanımaktan çok uzak bir yaklaşım. Ülkelerin ekonomik ve siyasi çıkarları, çoğu zaman sıradan insanların hayatta kalma mücadelesine gölge düşürüyor. Gazze’deki insani durum, sadece rakamlarla ifade edilemeyecek kadar karmaşık ve derin bir sorundur.
Özetlemek gerekirse, Netanyahu’nun açıklamaları, aslında bir gerçekliğin üzerini örtmeye çalışmaktadır. Gazze’deki yaşam koşulları, açlık ve yoksulluk ile yüz yüze olan milyonlar için bir utanç kaynağıdır. Uluslararası toplumun bu konuda daha fazla adım atması, insani yardım çalışmalarını artırması ve bu meseleye dair duyarlılık göstermesi gerekmektedir. Gazze’de kimsenin açlıktan ölmediği yalanının arkasında yaşanan gerçek acılar, bu durumu daha da trajik kılmaktadır.